Faruk Özgör – Üroloji Uzmanı
Haseki Eğitim Araştırma HastanesiDoç.Dr. Faruk Özgör, İstanbul, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan üroloji doktorudur.
Üroloji Uzmanı
1)PROSTAT KANSERİ NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?
Prostat, erkeklerde spermi besleyen ve taşıyan seminal sıvıyı üreten bir bezdir. Bu organda meydana gelen kansere prostat kanseri denir. Erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Genellikle yavaş seyir göstermektedir. Ancak agresif ve hızlı yayılım gösteren tipleri de vardır. 70 yaş ve üzeri erkeklerin %50’sinde, 90 yaş ve üzeri erkeklerin hemen hemen hepsinde mikroskobik düzeyde prostat kanseri tespit edilmiştir. Hastalığa 40 yaşından genç bireylerde sık rastlanmamaktadır.
Erken dönemlerinde genellikle hiçbir belirti göstermez. İleri evre prostat kanserlerinde aşağıda belirtilen bulgular görülebilir.
2)PROSTAT KANSERİ TARAMASINA NE ZAMAN BAŞLAMALIYIM? TANIYA GİDEN YOL NASILDIR?
Prostat kanserini erken evrelerde teşhis edebilmek için taramalar yapılmaktadır. Tarama yöntemi olarak kandaki PSA (prostat spesifik antijen) seviyesinden yararlanılır. Ailede prostat kanseri varlığı, ırk gibi faktörlere bağlı değişiklik gösterse de genel kabul gören tarama yaşı 50 olarak belirtilir. Ancak tarama ve takiplerinize dokturunuzla birlikte karar vermeniz daha doğru olacaktır.
‘’PSA seviyesi’’ve prostat muayenesi prostat kanseri için yol gösterici olarak kullanılmaktadır. Ancak prostatit (prostat iltihabı), rektal prostat muayenesi, biyopsi, idrar yoluna girişim yapılması (sonda takılması), idrar yolu ile ilgili cerrahi işlemler, prostat hiperplazisi (prostat büyümesi), kullanılan bazı ilaçlara bağlı durumlarda PSA seviyeleri yüksek ölçülebilmektedir. Bu nedenle PSA yüksekliği her zaman prostat kanseri bulunduğu anlamına gelmediği gibi, düşük PSA seviyelerinde de prostat kanseri tanısını dışlamaz. PSA düzeylerini prostat muayenesi ile birlikte değerlendirmek tanı oranına katkı sağlamaktadır.
‘’Multiparametrik MR’’ görüntüleme yöntemi ile prostat değerlendirmesi yapılabilmektedir. Giderek yaygınlaşmakta olan görüntüleme yöntemi prostata bulunan tümöral hücrelerin tespit edilmesinde yararlı bir yöntemdir. Bununla birlikte prostat biyopsisi sırasında doğru bölgelerden örnek alınmasında da kılavuzluk etmektedir.
‘’Standart prostat biyopsi’’ yapılırken makat yolu ile Ultrason (USG) cihazı kullanılarak prostattan prostat biyopsi iğnesi ile örnekler alınmaktadır. Alınan prostat dokusu örneklerinin mikroskop altına incelenmesi ile prostat kanseri araştıması yapılmaktadır. Genellikle lokal anestezi ile yapılabilen prostat biyopsi işlemi sonrasında kişiler kısa süre içerisinde taburcu edilmektedir.
‘’Akıllı biyopsi’’olarak da adlandırılan ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte giderek daha yaygın bir şekilde kullanılan ‘’MR füzyon biyopsi’’ işleminde önceden elde edilmiş olan Multiparametrik MR görüntüleri biyopsi işleminin yapılacağı ultrason cihazına aktarılarak prostatta bulunan şüpheli lezyonların yeri daha yüksek doğruluk ile tespit edilebilmekte ve biyopsi işleminde daha güvenilir sonuçlar elde edilmektedir.
3) PROSTAT KANSERİ NASIL OLUŞUR?
Prostat kanseri nedeni net olarak açıklığa kavuşmuş değildir. Ancak prostat dokusu hücrelerinde meydana gelen hücrelerdeki mutasyonlara bağlı olarak bu hücrelerde normalden daha hızlı çoğalma görülmektedir. Çoğalması ile birlikte bulunduğu dokuya zarar vermeye başlayan ve daha ileri evrelerde lenf nodlarına ve etraf dokulara da yayılımı söz konusu olan bu hücrelere bağlı prostat kanseri oluşumu ve ilerlemesi meydana gelir.
Risk faktörleri arasında,
4)Prostat Kanseri tanısında akıllı biyopsi önemi nedir?
Son dönemde teknolojinin gelişmesiyle beraber multiparametrik MR sistemleri de prostat dokusundaki kanser olgularını yakalayabilmektedir. Sadece PSA değeri yüksek hastalarda kanser yakalama oranı standart biyopsi ile %25-30’dur. Bu oran MR-TRUS Füzyon biopsisi (Akıllı Biyopsi) ile %95’in üzerine çıkar. Ayrıca MR-TRUS Füzyon biyopsisi hedefe yönelik yapıldığı için alınan parça sayısı az olacağı için işlem standart yöntem ile karşılaştırıldığında daha kısa sürecek, hasta daha az rahatsızlık duyacak ve enfektif komplikasyon olasılığı azalacaktır. 2020 yılına son olarak güncellenen Avrupa Üroloji Derneği Prostat Kanseri klavuzları, prostat biyopsisi öncesi tüm hastalara multiparametrik MR çekimini önermektedir. Ayrıca akıllı biyopsi sayesinde, PSA yüksekliği devam eden ve önceki prostat biyopsilerinde tümör saptanmayan hastalarda kanser saptanma oranı anlamlı olarak daha yüksektir.
5)Prostat Kanserinde tedavi alternatifleri nelerdir?
Prostat kanseri tedavi seçenekleri arasında ameliyat dışı bazı yöntemlerde kullanılabilmektedir. Aktif izlem, radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi, hormonoterapi bu yöntemler arasındadır.
‘’Aktif izlem’’ prostat kanseri tanısı almış ancak düşük risk grubunda olan hastalarda uygulanan bir yöntemdir. Genellikle yavaş seyir gösteren prostat kanserinde uzman üroloji hekimi gözetiminde PSA, prostat biyopsisi ve prostat muayenesi ile takipleri yapılması gereken bir durumdur. Hastalığın tedavi edilmesi sırasında yaşanabilecek bazı istenmeyen durumların hastaya getireceği olumsuzluklardan kaçınmak, yaşam konforunu korumak amacıyla yapılan ve hasta ile birlikte karar verilmesi gereken bir yöntemdir.
Aktif izlem yapılan kişilerde hastalığın ilerlemesi söz konusu olduğunda diğer tedavi yöntemlerine geçilmelidir.
‘’Radyoterapi(ışın tedavisi)’’ prostat dokusunda bulunan tümör hücrelerine radyasyon verilerek hücrelerin kontrolsüz çoğalmasını engellemek ve hastalığı kontrol altına almak amaçlanmaktadır. Radyoterapiye sonrası kişilerde erektil disfonksiyon (cinsel ilişkiyi sağlayamama), sık idrar yapma, inkontinans (idrar kaçırma) gibi yan etkiler görülebilmektedir.
‘’Hormonoterapi- Kemoterapi’’ ise prostat dışına ilerlemiş olan ve tek başına cerrahi tedavinin yeterli olmadığı durumlarda veya cerrahi tedavi yapılmayan hastalarda tercih edilen yöntemlerdir. Prostat dokusunun duyarlı olduğu testosteron hormonu etkisini azaltmak için hormon tedavisi verilir. İleri evre prostat kanserlerinde ise kemoterapi ilaçları ile kişilerin tedavileri amaçlanmaktadır.
6)Prostat Kanserinde cerrahi tedavi ve iyileşme süreci nasıldır?
Prostat kanseri teşhisi konulmuş olan kişilerde tümör hücreleri içeren prostat dokusunun alınması olarak adlandırılan ‘’radikal prostatektomi’’ ameliyatıdır. Kanser hücreleri bulunan prostat dokusunun alınması yanısıra ameliyat esnasında ereksiyon kaybı olmaması ve inkontinans (idrar kaçırma) olmaması için sinirlerin korunması da temel hedeflerdendir.
Hastalar ameliyat sonrasında 10-14 gün sonda ile takip edilir. Bu sürenin sonunda sonda alınır ve hastalar ameliyat öncesinde olduğu gibi idrar yapmaya devam ederler. Ameliyat sonrası istenmeyen durumların ortaya çıkmasına komplikasyon denmektedir. Radikal prostatektomi ameliyatı sonrasında inkontinans(idrar kaçırma), ereksiyon kaybı, yara yeri problemleri gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Tecrübeli ekiplerde bu oranlar daha düşüktür.